Saygıdeğer Öğretmenlerim,
Hiç, bir bilgiyi öğrenirken birkaç gün sonra unuttuğunuz oldu mu? Ya da sunum veya bir konu anlatacakken her şeyi unutmuş gibi hissettiniz mi? Ya da çok seçenekli test sorularında sık sık iki cevap arasında gel git yaşadınız mı?
İşte Hafıza teknikleri, tamda bu gibi durumlar için geliştirilmiş etkili bir yöntemdir. Bu yazımızda hafızanızı etkili yönetmenin ve öğrenmeyi kolaylaştırmanın ipuçlarını keşfedeceksiniz.
Moddomuz “Ezbere karşı değiliz, Ezberciliğe karşıyız.” Çünkü;
Ezber demek; bir sözü veya yazıyı akılda tutma işidir.
Ezbercilik ise; anlamadan, neden-sonuç ilişkisi kurmadan, kısa vadeli öğrenmedir.
Eğitimde şayet öğrendiklerimizi görüntüye dönüştüremiyorsak o bilgiyi öğrenmiş olmayız, sadece ezberlemiş oluruz. Ezbercilikle öğrendiğimiz bilgiler kısa süreli hafızamıza kaydolunurken, çok seçenekli test sorularında kafamızı da karıştırmaya sebep olur.
Peki, bir insan bilgiyi hafızasında ne kadar süre tutabilir?
Yeni bilgi, eski bilgi ile eşleştiğinde bilgi daha kalıcı hale gelir. Bir konuyu hafızamızda ne kadar resimleştirebilirsek hatırlamamız o kadar kolay olur. Sadece bütünü ezberlemeye çalışmamız, unutmamız için yeterlidir.
Bilgiyi hafızamıza harf olarak almaya çalışırsak yanlış yapmış oluruz. Çünkü harfin hafızamızda bir karşılığı yoktur. Harflerle öğrenme yapmak yani kuru ezber yapmak, sıklıkla konuların unutulma durumunun yaşanmasına neden olur. Özellikle sınavdan çıktıktan sonra sanki ezberlediğimiz konuya karşı aklımızda hiçbir şey kalmamış gibi hissederiz. Spesifik bir örnek vermemiz gerekirse; Motosiklet dediğimizde aklınıza ilk ne gelir? Burada biraz düşünmenizi istiyoruz. Hafızanıza ilk başta kask, lastik veya motor gibi görüntülerin gelmesi, bilgiyi resme çevirdiğiniz anlamına gelir. Motosiklet dediğimizde kimsenin aklına M-T-R harfleri gelmez. İşte aynı bu yaklaşımla kalıcı ve kolay öğrenmeyi gerçekleştirebilmemiz için bilgiyi görselleştirmemiz gerekmektedir.
Şayet öğrenirken simgeleri görüntüye dönüştürebilirsek bir hafta, bir ay hatta bir yıl sonra bile o bilgiyi hatırlayabiliriz. Bağlantı kurularak (resimleştirilerek) depolanan bilgi, zamanı geldiğinde kendisini hatırlatacaktır. O zaman anahtar sorumuz şu olsun; “Nasıl depolama yapabiliriz?” Öğretmenler olarak bizler genelde ödev verirken “Şu şiiri ezberleyin gelin. Çarpım tablosunu ezberleyin gelin,” deriz. Ama nasıl ezber yapılacağı konusunda bilgi vermeyiz.
Bu anahtar sorumuza cevap vermeden önce beynimizi hafıza tekniklerine yatkın hale getirebilmemiz için bilmemiz gereken birtakım şeyler vardır.
Hafıza; geçmiş yaşantılar ve anılardır.
Hafıza Teknikleri ise; bilgiyi görselleştirmektir.
Bu iki tanımı doğru bilmemiz gerekmektedir. Şimdi bir öğretmenin anlattığı şeyi öğrenci anlamıyorsa, öğretmenin anlatmaya devam etmesi zaman israfıdır. Çünkü öğretmen kelime ve harflerle anlatmaya devam etmektedir. Halbuki öğrencinin tıkandığı nokta bilgiyi görselleştirememesindedir. Burada sorun öğrencide değil, öğretmenin anlatımındadır. Öğretmen kinestetik öğrenme yöntemlerinden birini yani, öğrenciye iyi gelecek 3 duyudan birini harekete geçiren bağlantıları kurarak öğretmelidir. Mesela; gül dediğimizde kişide istemsizce burna doğru bir his arama meyli oluşur. Veya “üstünde arı resmi olan kokulu silgi,” dediğimizde de aynı his oluşur. “Ambulans siren çalıyordu,” dediğimizde ise bu hassasiyetin kulaklara doğru yoğunlaştığını fark edersiniz.
Bunun için öğretmen, öğrencinin yatkın olduğu öğrenme stilini bilmelidir. Bunu bilmek esasında öğretmenler olarak bizlerin işini kolaylaştıracaktır. Konunun başında buna zaman ayırmamız, bunu bilmeden anlatmaya ayırdığımız zamandan daha az olacaktır. Kişisel farklılıkları bilmek bilgiyi transfer etmede bize kolaylık sağlayacaktır.
Hafıza sistemi 3 aşamalıdır;
- Duyusal Hafıza; 5 duyu ile öğrenilen öğrenme sistemidir.
- Kısa süreli hafıza; Her bilgi ilk önce kısa süreli hafızaya yerleşir. Genelde sınavdan sonra unuttuğumuz bilgiler gibi. Eğer buradaki bilgiyi görüntüye dönüştürebilirseniz, bilgi uzun süreli hafıza geçer.
- Uzun süreli hafıza; bu yazımızın amacı bilgileri uzun süreli hafızaya aktarmaktır.
Bilgiyi uzun süreli hafızaya yerleştirme 3 aşamada olur;
- Kodlama,
- Depolama,
- Çağırma, Görsel çağrıştırma.
Hafızanızı etkili kullanabileceğinize dair kendinizden şüphe etmeyin. Bu konuda size vereceğimiz öneriler sayesinde bunun ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz. Nasıl mı? Yazımızı okumaya devam edelim.
Öğrencilerimize etkili hayal kurmayı mutlaka öğretmeliyiz. Bunu sakın hafife almayın. Hayal gücü güçlü olan bir insan daha öngörülü, çözüm odaklı ve üretken olur. Hayal kurarken öğrencinin sıra dışı olması, (mesela; elmanın gözü ve ağzının olması, uzayın derinliklerine yolculuk etme durumu,) öğrencinin üretken yönünü geliştirecektir.
Kodlamada ise dikkat edilecek en önemli husus herkesin kendi düzenini oluşturmasıdır. Herkes kendi zihinsel sürecine göre bir kodlama yapmalıdır. Bu konuda bizim vereceğimiz örnek sıralamaya öğrenci uymak zorunda değildir. Bu zorlamada öğrenci hem konuyu ezberlemeye hem de sıralamayı ezberlemeye çalışmış olur. Ki amaç bu değildir. Amacımız öğrenmeyi en kolay ve kalıcı hale getirmektir. Bunun için bilgi sabit kalmalı, sıralamada herkes farklılık gösterebilir.
Soyut kavramlar somutlaştırılmalıdır. Mesela: Mutluluk bir görsel ile yazılsaydı o hangi görüntü olurdu? Bu kimi insanlar için gülen bir yüz iken kimi insanlar için hediye olabilir. Veya soyut kavram olan başarının somutlaştırılmasını istediğimizde bu LGS sürecinde olan bir öğrenci için ful çekilmiş optik cevap kâğıdı olabilirken, turnuvaya hazırlanan öğrenci için madalya veya kupa olabilir. Herkesin kendince bir görseli vardır ve hiçbiri yanlış değildir.
Beynin sağ ve sol her iki tarafı da aktif kullanılmalıdır. Sosyal hayatta bu durum değişkenlik gösterse de öğrenir veya öğretirken özellikle uygulamada iki tarafın aktif olması önemlidir. Eğitim sistemimizin sözel ve sayısal alanlardan oluştuğunu göz önünde bulundurursak, beynin sadece sağ veya sol tarafının kullanılması, öğrenme ve muhakemede öğrenciye güçlük yaşatacaktır. Sadece sağ veya sadece sol beyni kullanmak öğrenmeyi köreltmektedir. Sağ beynin aktif olduğu sözel konularda sol beyni kullanarak konuyu görselleştirmek veya sol beynin aktif olduğu sayısal konularda hikayeleştirerek sağ beyni de kullanmak yani çaprazlama sistemini aktif kullanmak, öğrenmeyi hem kolaylaştıracak hem de kalıcı hale getirecektir.
Beynin tek taraflı kullanılmasını alışkanlık haline getirmiş kişileri şöyle anlayabiliriz. Etrafınızda size sürekli yeni fikirlerle gelen kişiler vardır. Belli bir zaman sonra bu kişileri tekrar gördüğünüzde bu defa size daha farklı bir fikir sunduklarını görürsünüz. Ama nedense kendileri bunları hiç hayata geçirmemektedirler. İşte çevremizdeki bu kişiler genelde beynin tek tarafını kullanmakta ve aksiyona geçememektedirler. Çünkü hayata geçirebilmek için beyninizin sol tarafının da iyi olması gerekmektedir.
Her iki tarafı ne kadar aktif kullanabilirsek öğrenme ve öğretmede o kadar başarılı oluruz. Eğitimde başarılı olmak için iki tarafın da beraber aktif olması önemlidir. Mesela; sağ tarafı zayıf olan öğrenci bol bol resim yapmalıdır.
Şimdi yazımıza ufak bir pratikle devam edelim. Aşağıda verdiğimiz 20 kelimeyi kendi yöntemlerinizle ne kadar sürede ezberleyebilirsiniz? Devamında size aynı sıralama ile “12 neydi, 6 neydi, 18 neydi?” diye karışık sorsak veya bir ay sonra sorsak, hangi süre zarfında hatırlayabilirsiniz? İşte kelimelerimiz;
- Kalem
- Kuğu
- Martı
- Yelken
- El
- Düdük
- Zürafa
- Gözlük
- Balon
- Davul
- İkiz kuleler
- Saat
- Uğur böceği
- Yüzük
- Maaş
- Lise
- Vazo
- Ehliyet
- Tren
- Asker
Peki, hafıza tekniklerinden askılama veya akıl çivileme tekniği ile bunu max 3 dakikada başarabilirsiniz desek. Evet, evet yanlış yazmadık. Tam tamına 3 dakikada kolaylıkla başarabilirsiniz. Bu yöntemi öğrendiğinizde, teknik size oldukça basit gelecektir. Ama unutmayalım ki en iyi işleyen yöntem en basit olanıdır. Basit yöntemde önemli olan konu, kelimeleri sayılar ile bir benzerlik kurmanız gerektiğidir. Beyin görselleştirdiği bilgiyi hafızada tutar.
Bu tür pratikleri sık kullanmaya başladığınızda ayna nöronlarımız artık bu bağlantıları hızlı kurmaya başlayacaktır. Bilgiyi görüntüye dönüştürme aşamasında nöronlar yeni bilgi edinirken her denemede daha fazla bağ oluşturarak daha hızlı bağlantı kurmaya başlayacaktır.
Pratik olarak yapabileceğimiz hafıza teknikleri; Bağlama, akıl çivileri, askılama, zihin sarayı, hikayeleştirme, İsimler-Yüzler Tekniği bunlardan sadece birkaç tanesidir.
Saygılarımızla.