Saygıdeğer Öğretmenlerim,
Bu yazımızı hem mesleğe yeni başlayan öğretmenlerimiz hem de dönem ortasında başlamak durumunda olan öğretmenlerimiz için klavyemize alıyoruz.
Gönül her ne kadar dönem başında mesleğe başlamak istese de bazen bu durum dönem ortasında da gerçekleşebiliyor. Farklı sebeplerden dolayı ayrılması gereken öğretmenin sınıfına dönem ortasında devam etmek durumu sanırım birçok öğretmenin karşılaşmak istemediği bir durum olsa gerek. Her ne kadar yıllarca hizmet öncesi eğitim alınmış olunursa olunsun gerçek bir sınıf ortamında öğrenciler ile baş başa kalmak yeni başlayan öğretmenleri her zaman biraz endişelendirebilir. Öğretmenin zihninde cevaplanmayı bekleyen onlarca soru oluşur; “Şimdi ne yapmayalım? Tüm öğrendiklerimi sınıfta nasıl uygulayabilirim? Öğrenciler ile sağlıklı ilişki kurabilecek miyim? Hata yaparsam neler olur? Velilerin şikâyet edecekleri konuları nasıl karşılamalıyım?” diye uzayıp giden soru zinciri listenin başında gelmektedir. Aslında tüm bu soruları düşünmek öğretmenin güçlüklerin nasıl üstesinden geleceğine dair çözüm bulmaya çalışmak istediğini göstermektedir.
Alıştırma sürecinin dönem ortasında başlaması, yarım kalan konular ve öğrenilmesi gereken yeni dersler, bir önceki seneden devralınan ara sınıf öğrencileri, yeni kurum veya yeni sınıf kültürünün benimsenmesi derken öğretmen hangisini yapacağını bilemeyebilir. Bunun üstüne birde meslekte göreve yeni başlayan öğretmenden mükemmel olması ve her hafta daha ileriye gitmesi beklenir.
İşin başında yeni öğretmenden diğer öğretmenlerle eşit görev ve sorumluluklara sahip olması ve tüm bunları eksiksiz yerine getirmesi istenilir. Geçmiş okul deneyimleri olumsuz olan veli ve önyargılı öğrencileri de sayarsak, mesleğe yeni başlayan öğretmen bu sıkıntılı durumdan çıkabilmek için doğru meslek seçiminde olup olmadığını sorgulamaya başlar. Bundan dolayı genelde öğretmenler gözünde ilk yıl başarma veya kırılma zamanı olarak görülür. ABD`de yapılan bir araştırmaya göre mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin yaklaşık olarak yarısı ilk 5 yılda, 1/3`i ise ilk yılda öğretmenlik mesleğini bırakmaktadır.
Öncelikle bugün yaptığımız meslek seçimimizin yarınki fırsatımız olduğunu unutmayalım. Öğretmenlik mesleğinden başka hiçbir meslek yoktur ki, insana daha fazla artı değer kazandırsın. Bunun için öğretmenlik mesleğinde olumlu kariyere ulaşmak istiyorsak işini iyi yapan öğretmen arkadaşlarımızı kendimize iyi bir kaynak olarak seçmeliyiz.
Bu durumda olan öğretmenlerimize verilebilecek en güzel tavsiyeler nelerdir gelin başlıcalarını şöyle sıralayalım;
- Gözlem yapın,
- Yardım isteyin,
- Sınıf kültürünü oluşturmaya çalışın,
- Kendi gelişim ağınızı oluşturun,
- Cesur olun,
- Tavsiyeleri dinleyin,
- Kurum kültürünü iyi öğrenin,
- Öğrencilerle arkadaş olmayın,
- Lider ve samimi öğretmen olun,
- Sınıfta öğretmen varlığınızı hissettirin,
- Öğrenmeye devam edin,
- Yenilikleri takip edin,
- Her ne kadar zor olsa da doğru ve güzel olanı denemekten vazgeçmeyin,
- Öğrencilere onlara inandığınızı sık sık söyleyin,
- Sesinizi kontrollü kullanın,
- Etkili iletişim ve ikna tekniklerini öğrenmeye çalışın,
- Hemen haklı çıkmaya çalışmayın. Haklı çıkmayı bazen yarına ertelemeniz gerekebilir. Unutmayın ki sorunları ancak sağlıklı bir iletişim ortamında çözebilirsiniz.
- Sınıfta yaşanılabilecek güçlükleri kapsamlı olarak belirleyin,
- Alt yapı eksikliği, öğrenme güçlüğü, hazır bulunuşluk seviyeleri gibi bireysel öğrenci durumları ve genel sınıf düzeyi hakkında bilgi sahip olun,
- Zamanı doğru kullanmaya çalışın. Ders müfredatları, aylık olarak zaman göz önünde bulundurularak planlanmalıdır. Yıllık müfredat dönem bitmeden yetiştirilmelidir.
- Sıkıntı oluşturabilecek durumlar için öncesinde rehber öğretmenden destek istenmelidir.
Saygılarımla.
