18.4 C
Türkiye
Cumartesi, Temmuz 27, 2024
spot_img

Kolay ve Kalıcı Öğrenme Mümkün mü?

Saygıdeğer Öğretmenlerim,

Bu yazımızda kolay ve kalıcı öğrenmeyi ve öğretmeyi başarmak isteyen öğretmenlerimize destek olmak adına, birkaç teknikten bahsetmek istiyoruz.

Türkiye’deki eğitim sistemi, ezbere dayalı müfredat içermektedir. Bu da beynin sol tarafı aktif kullanılarak, sağ beynin potansiyelinin kullanılamaması anlamına gelmektedir. Hafıza tekniklerinin temelinde, beynin sol tarafıyla beraber sağ tarafının da aktif kullanılması vardır. İnsan beyninin sol tarafı ezber yaparken, sağ tarafı da öğrenir. Aslında bu durum “Beyin nasıl çalışır?” sorusunun cevabını da bize göstermiş olmaktadır. Öğrenme gerçekleşirken beynin sol tarafı ile beraber sağ tarafı da aktif olarak kullanılırsa, öğrenci kalıcı ve kolay öğrenmeyi gerçekleştirmiş olur. Mesela; matematik dersinde çarpma tablosu öğrencilere ezberletilirken beynin sol tarafı kullanılır. Beynin sağ tarafını da aktif etmek adına matebasitten yapacağımız hikâyeleştirmeler ile sol taraf ile beraber sağ tarafta aktif edilerek, kalıcı öğrenme gerçekleşmiş olur.

İnsan hafızası çok büyük bir depolama alanına sahiptir. Bu depolama alanını genişletmek ve büyütmek doğru çalışmalar ile mümkündür. Bu çalışma tekniklerinden önce, hafıza sisteminin nasıl çalıştığı hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Burada konuya kısaca değinmemiz gerekirse, hafıza sistemi 3 aşamadan oluşmaktadır;

  • Duygusal Bellek,
  • Kısa Süreli Bellek,
  • Uzun Süreli Bellek.

Bilgiler hafızaya girmeden önce duygusal bellekte depolanır. Devamında depolanan sınırlı bilgi anlamlı hale gelerek geçici olarak kısa süreli belleğe aktarılır. Burada doğru ve etkili işlenen bilgi, öğrenilmiş bilgi olarak uzun süreli bellekte depolanır. Bu aşamaların sağlıklı ve doğru ilerlemesi neticesinde, öğrenme gerçekleşmiş olur. Bu aşamaları bilmemiz, özellikle öğrenme güçlüğü çeken veya farklı anlatıma ihtiyaç duyan öğrencilerimizin nerelerde tıkandıklarını doğru görmemizi sağlamak ve çözüm bulmada yardımcı olmak adına oldukça önemlidir.

Kalıcı öğrenme için devamında bilmemiz gereken bir de hafıza süreci vardır. Sizi sıkmadan kısaca süreçten bahsetmemiz gerekirse bunlar sırasıyla; kodlama, depolama ve hatırlama/geri bildirimdir. Konunun daha kolay anlaşılabilmesi için şöyle bir benzetme yapabiliriz. Mesela; bizim kocaman bir kütüphanemiz var diyelim. Her yeni aldığımız kitabı bu kütüphanede alelade bir rafa koyuyoruz. Zamanı geldiğinde bize gerekli olan kitabı bulmamız, hangi rafta olduğunu hatırlamamız oldukça güç, öyle değil mi? İhtiyaç duyduğumuz zamanın haricinde, kitabı nereye koyduğumuzu hatırlamamızın açıkçası pek de bir önemi olmuyor. İşte bunun gibi, hafıza teknikleri hafızaya alınan her bilgiyi belli raflara koyarak, gerekli durumda o raftan sırasıyla alabilmeyi ve hatırlayabilmeyi sağlamaktadır.

Bu aşamalardan sonra gelelim hafıza teknikleri ile kalıcı ve kolay öğrenmeye. “Bu teknikleri bilmeye gerek var mı? Anlatıyoruz işte. Anlayan her türlü anlıyor,” demeyin. Bu teknikler öğrenmekte ve öğretmekte hem öğrencilere hem de bize büyük kolaylık sağlayacaktır.

Öğrenme eylemi kişiden kişiye değiştiği için burada 7 hafıza tekniğinden kısaca bahsetmek istiyoruz. Bu tekniklerden kendinize ya da öğrencilerinize yakın olanını tercih ederek, etkili ve kalıcı öğrenmeyi gerçekleştirebilirsiniz.

  • Etkili Hayal Kurma;

Öğrencinin soyut olan bilgiyi, zihninde somutlaştırabilmesi için hayal etmesi oldukça önemlidir. Hatta sıra dışı, uçuk hayaller çocukların daha çok akıllarında kalmaktadır. Mesela; bir köpeğin adamı ısırması mı daha çok akıllarda kalır, yoksa bir adamın köpeği ısırması mı? Tabi ki adamın ısırması daha sıra dışı olduğu için akılda kalma olasılığı daha yüksektir.

  • Akıl çivileri;

Özellikle somut olmayan konuların ezberletilmesinde verimli olan akıl çivileri tekniği, sayı-çağrışım sistemi ismiyle de bilinmektedir. Özellikle sırasıyla, 11’den fazla kavramların ezberletilmesinde büyük kolaylık sağlamaktadır. Tekniği uygulama esnasında bizden istenilen 20 tane sabit hafıza çivisi oluşturmaktır. Bunlar şekil veya görsel olarak o sayıyı çağrıştıran nesnelerden oluşmalıdır. Daha sonra ezberletilmek istenilen kelimeler, öykülenerek bu nesneler ile ilişkilendirilir ve sırasıyla ezberleme işi kolaylıkla gerçekleşmiş olur. Mesela; Fen Bilgisi dersindeki 20 element bu şekilde kalıcı olarak ezberletilebilir.

  • Bağlama ve Öyküleme Tekniği;

En kolay hafıza tekniklerinden biri bağlama tekniğidir. Yapmanız gereken sadece hafızaya almak istediğiniz bilgiyi çağrışım yapan bir öğe veya şekil ile basitçe ilişkilendirmektir. Bu kadar.

Öyküleme tekniği ise hafızaya alınması istenilen bilgiyi sıra dışı kurgular ile ilişkilendirerek bir öyküye sığdırmaktır. Yapılan araştırmalarda çocuklarda en etkili hafıza tekniğinin öyküleme olduğu neticesine varılmıştır. Çünkü uygulaması ve anlaşılması en kolay tekniktir.

Özellikle Atasözü veya uzun cümleleri hafızaya almada bu iki yöntemi beraber kullanmak, daha kalıcı etki sağlamaktadır. Bu iki yöntemle, ezberlenmesi istenilen bilgi, anahtar kelimeler ile çağrışım yapılarak, kurgulanan hikayeler sayesinde öğrencide kolay ve kalıcı öğrenme gerçekleşir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, çağrışım yapılması istenilen kelimeyi öğrencinin kendisinin seçmiş olmasıdır. Bize çağrışım yapan kelime öğrencide çağrışım yapmazsa, öğrenci önce çağrışım yapan kelimeyi hatırlamaya çalışacak, daha sonra bu çağrışımdan yola çıkarak bilgiyi hatırlamaya çalışacaktır. Bu da öğrenmeyi daha çok zorlayacaktır. Mesela; Fen Bilgisi dersindeki DNA veya hücre konusu bu yöntemle kalıcı şekilde öğretilebilir.

  • Loci Yöntemi;

Antik Yunanlara kadar uzanan en eski yöntemlerden biri olan Loci Yöntemi ya da diğer tanımıyla Zihin Sarayı Tekniği veya Mekân Metodu, oldukça etkili bir yöntemdir. Bu tekniğin mantığında, insan duyduğunu, okuduğunu unutabilir, fakat yaşadığını unutmaz vardır. Bunun için de ezberlenmesi gereken şeyler, bilinen bir mekanla ilişkilendirilir. Böylelikle soyut olan bilgi, mekanla ilişkilendirilerek somutlaştırılmış olur. Aslında bu teknik tam da bizim eğitim sistemimize hitap eden bir ezberleme metodudur.

Bu teknikte birinci adım öğrencinizden çok iyi bildiği bir mekânı seçmesi ve her detayı tanımlaması olmalıdır. Mesela; kendi evi veya evinden okula giderken kullandığı yol olabilir. İkinci adım olarak, seçilen mekânın rotasını oluşturmalıdır. Mesela; evin odaları veya yoldaki işlek caddeler gibi. Burada rotaları doğru oluşturmak, aynı rotayı takip edebilmemiz için oldukça önemlidir. Çünkü günlük aynı rotayı takip ederken mesela, evinizde odadan odaya geçerken ya da evden okula giderken her gün rotanızı düşünmez ve sistemli bir şekilde hatırlamaya çalışmazsınız.  Üçüncü adım, ezberlemek istediğiniz şeyi mekandaki konumlar ile ilişkilendirin. Dördüncü adımda nesneleri semboller veya şekiller ile görsel hafızada resmedin. Beyin, görselleri daha iyi hatırladığı için resmetmek önemlidir.

Şimdi bir örnek vererek kendi zihin sarayımızı oluşturalım; Öğrencimizin genel sınavda yüksek başarı almasını istiyoruz. Bunun için evden okula giden yolu kendisine mekân olarak seçerek, yolda yürüyoruz. Caddede dört tane dükkân var. İkisi sağ tarafta ikisi sol tarafta. Sağ taraftaki dükkanlardan birincisi Türkçe, ikincisi Sosyal Bilgiler dükkânı. Aynı şekilde sol taraftaki iki dükkândan birincisi Matematik, ikincisi Fen Bilgisi dükkânı. Aynı düzende dükkanların içlerini dersin konuları ile ilişkilendirmeye devam ederek, zihin sarayı oluşturmaya devam edilmelidir.

  • Pomodoro Tekniği;

Pomodoro tekniği, öğrenme tekniğinden ziyade bir zaman yönetimidir. Zamana karşı öğrenmeyi değil, zamanı etkin kullanarak öğrenmeyi sağlamaktadır. Bu yöntem hem yetişkinler olarak bizim hem de öğrenim çağında olan öğrencilerimizin sıkılmadan kullanabileceği bir tekniktir. Özellikle evde ders çalışmada sıkıntı yaşayan ya da ders çalışırken dikkati dağılan öğrencilerimizin sıkılmadan, düzenli bir şekilde çalışmalarını kolaylaştıracaktır.

Sistem günlük 25 dakikalık çalışmaya 5 dakikalık mola vererek 4 oturumdan oluşmaktadır. 25 dakikalık çalışmaya 5 dakika mola ile toplam 30 dakika, bir pomodorodur. Bir günlük 4 pomodoro toplam 2 saatlik çalışma edeceğinden oldukça yeterlidir. Burada dikkat edilmesi gereken durumlar, 25 dakikalık çalışmada dikkati sadece konuya verip, etrafta dikkat dağıtan ses ya da objelerin olmaması ve 5 dakikalık dinlenmelerde dersten bağımsız öğrenciyi dinlendiren şeyler yapılmalıdır. Bu teknik ile devamlı çalışan öğrenci, zamanla etkili ders çalışma disiplini kazanmış olur.

  • Fenomenal Multipoliglotlar Yöntemi;

Dil öğreniminde alışılmış yöntemlerden farklı olan etkili bir yöntemdir. Temelinde, konuşmak istediğiniz dilin önce mantığını anlamak vardır. Mesela; Türkçede “Ben kahve seviyorum,” diyerek özne+nesne +yüklem sıralaması vardır. Fakat aynı durum İngilizcede “I like caffee,” olarak özen+yüklem+nesne uyumu olarak farklılık göstermektedir. Öğrencilere bu mantığı anlatabilmek için interaktif kartlar kullanılarak, bilgi somutlaştırılabilir. Mantığını öğrenciye öğrettikten sonra ezberlenmek istenilen kelimeler, Türkçe karşılıklarıyla bağlantılı hale gelerek, güçlü ve hızlı dil öğrenimi gerçekleşmiş olur.

  • Feynman Tekniği;

Bu tekniğin mantığı, bir şeyi tam olarak anlamak istiyorsan, basitçe açıklamaya çalış. Yani, bir kitabı hafızaya almak mümkün mü? Evet, mümkün. Fakat gerekli mi? Önemli olan dersteki ana konuya odaklanılarak, faydalı bilgileri hafıza almaktır. Devamında ara notlar ile detaylı bilgi verilmelidir.

Tekniğin temelinde olabildiğince basite indirgemek vardır. Bilgiyi öğrenciye, kavram kargaşasına fırsat veren teknik terimlerden filtreleyerek, en basit haliyle öğretebilmektir. Unutmayalım ki, dersi konu hakkında hiçbir fikri olmayan öğrencilere öğretmekteyiz. Ayrıca bu tekniği merak ettiğimiz konuları öğrenirken, kendimiz için de rahatlıkla kullanabiliriz.

Bu tekniği uygularken bir sayfanın başına öğrenmek istediğimiz bilginin ismini yazıp, devamında o konu hakkında ne biliyorsanız, hepsini yazın. Bu size farkında olmadan öğrendiğiniz şeyleri fark etmenizi sağlayacaktır. Devamında konuyu hiç bilgisi olmayan birisine anlatın ya da anlatıyormuş gibi yapın. Burada Albert Einstein’ın yaklaşımını hatırlayalım. “Bir şeyi 6 yaşındaki bir çocuğa anlatamıyorsanız, konuyu siz de anlamamışsınız demektir.” Devamında konuyu anlatırken kendinizde tıkandığınız veya zayıf gördüğünüz yerleri fark ederek, eksik bilgileri tamamlamaya çalışın.

Tüm bu teknikler ile beraber unutulmaması gereken gerçek şu ki, kalıcı öğrenme bir günlük çalışmayla gerçekleşmez. Kalıcı öğrenmede bilgi, belirli aralıklarla tekrar edilerek disiplinli çalışma ile hafızada kalıcı yer edinir. Bu teknikler sadece disiplinli çalışmada bize yardımcı olacak yöntemlerdir.

Saygılarımla.

Son Okunanlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

81TakipçilerTakip Et
spot_img

Son Yazılar