Saygıdeğer Öğretmenlerim,
Bu yazımı, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerim ve öğretmenlik mesleğini düşünen geleceğin öğretmenleri için klavyeme alıyorum.
Her öğretmen mesleğe yeni başlarken heyecanlıdır. Şimdiye kadar yapılanların en iyisini yapmaya kararlıdır. Mesleğe başladığı ilk zamanlar “asla bağıran ve cezalandıran bir öğretmen olmayacağım,” diye düşünür. Fakat zamanla biriken yaşanmışlıklar, bazen hataya düşmemize neden olur.
O zaman bu kadar heyecanla başladığımız öğretmenlikte, bizi yanlışa düşüren yaklaşımlarımız nelerdir?
Bu konuda akla gelen ilk beş maddeye değinmek isteriz;
- İdari Yönetim ile ilişki nasıl olmalıdır?
Hizmet edeceğiniz kurumun kültürünü bilmeli ve kurum kültürüne saygı duymalısınız.
İdarenin, öğretmen olarak sizden beklentilerini bilmeli ve velilere verilen vaatlerin ne olduğundan haberdar olmalısınız.
İdareye sorun bildirirken en az iki öneride bulunmalısınız. Bu sizi daha kısa sürede çözüme ulaştıracaktır.
Veli ile arka tarafta, yönetim hakkında kulis yapmaktan kaçınmalısınız.
- Veli ile iletişim nasıl olmalıdır?
Özellikle mesleğe yeni başlayan öğretmenleri, veli ile iletişim konusu biraz kaygılandıran bir durumdur. Buna ilk alternatif, veli ile birebir tanışma randevusu ayarlamak olabilir. Bu randevuda; velinin talep ve isteklerine doğru karşılık vermeli, velinin anlattıklarından yola çıkarak öğrenciyi tanımalı, veli ile farklı beklentilerde olduğunuz konuları not almalı, kaygılı olan velilerin kaygı duyduğu alanlar hakkında doyurucu açıklamalarda bulunmalısınız. Bu yaklaşım veliyi rahatlatarak, ileriye dönük daha sağlıklı bir iletişim kurmanıza yardımcı olacaktır.
Mesela; “Benim çocuğum yapabilecek mi, öğretmen eğitimde yeterli olabilecek mi?” gibi sorular, velilerin genel kaygı duydukları durumlardır. Kurum kültürüne yakışan iletişim dili ile, alanınıza hâkim olduğunuzu veliye hissettirerek yapacağınız birkaç açıklama, veli tarafından yeterli görülecektir.
- Öğrenci ile iletişim nasıl olmalıdır?
Aktif eğitim öğretim sezonu başlamadan, mümkünse birebir yapacağınız öğrenci görüşmeleri, size öğrenciyi tanıma konusunda avantaj kazandıracaktır. Öğrencinin ilgi alanları ve merak duyduğu konular hakkında fikir sahibi olmanız, vereceğiniz eğitimin öğrenciye hangi metotla anlatılması gerektiği konusunda sizi fikir sahibi edecektir. Mesela; sözel yaklaşımlı öğrenciye, sayısal konu anlatım dili, öğrenci tarafından kavram kargaşasına sebep olabilir.
Ahlak Eğitiminin öğretilmesi ile beraber, birçok alanda öğrenciye olumlu örnek teşkil eden davranışlarda bulunulmalıdır. Yapılan her yanlışı hoşgörü ile karşılamak öğrencide olumlu etki sağlayacak, yanlışında ısrarcı olmadan doğru davranışta bulunmasını destekleyecektir.
- Sınıf hakimiyeti nasıl olmalı?
Öğretmen varlığının sınıfta hissedilmesi, disiplinin sağlanmasında etkili bir faktördür. Yüksek ses ile sınıfta sesini duyurmaya çalışan öğretmen, zamanla öğrenci nezdinde itibarını yitirmektedir. Buraya eklemek istediğimiz ufak bir notun, aklınızda kalmasını isteriz ki, bağıran bir öğretmen, yetersiz öğretmendir.
“Hiç mi sesimizi yükseltmeyeceğiz? Sınır koymada nasıl bir yol izlemeliyiz?” dediğinizi duyar gibiyim. 🙂 Bu soru, başlı başına bir konu olduğu için ilerleyen zamanlarda bu konu hakkında görüşlerimizi, ana başlık altında izah etmeye çalışacağız.
- Kendinizi yetiştirmede süreklilik nasıl sağlanır?
Hangi alanda çalışırsak çalışalım, ömür boyu okumaya ve öğrenmeye, alanımızda kendimizi geliştirmeye mecburuz. İnsanın birçok olayı yaşayıp, tecrübe etmesi mümkün değildir. Fakat tecrübe etmediğiniz sorunları yaşamadan önce, bunları tecrübe edip kaleme almış değerli yazarlarımızın kitaplarını okumanız, konu hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır. Buda çoğu defa sizi hata yapmaktan kurtaracaktır.
Saygılarımızla.
