Saygıdeğer Öğretmenlerim,
Bu yazımızın vizyonu Yetenek Yönetimidir. Öğretmenlere yüklenen yeni rol, öğrencideki yeteneği fark ederek, doğru yönlendirmeler ile geliştirmektir. Artık “Ben dersimi verip, çıkarım,” diyen öğretmenler kalmamalı. Yetenekli öğrencilerimizi doğru yönetebilmemiz için bilmemiz gereken bazı sorular vardır.
- Yetenek nedir?
- Yeteneğe bakış açınız nasıl?
- Yetenek nasıl keşfedilir?
- Yetenek nasıl yönetilir ve geliştirilir?
İşte, bu yazımızda tüm bunlara değinerek, izah etmeye çalışacağız.
Yetenek nedir?
Yetenek: TDK’ye göre; bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyeti, kudreti, doğuştan gelen güç, kapasite olarak tanımlanır. Basit olarak tanımlamak gerekirse, kişinin bir veya birkaç alanda, diğer alanlara göre daha iyi olmasıdır.
İngilizcede yetenek iki terime ayrılmaktadır;
- Gift: Türkçede üstün yetenek olarak tanımlanan gift, Hz. Allah’ın kişinin kendisine bir veya daha fazla alanda doğuştan bahşettiği üstün yetenekleridir. Yani doğuştan gelen yeteneklerimizdir.
- Talent: Az da olsa var olan yeteneğin alınacak eğitimler veya uygulamalar ile işlenerek, gelişmesidir. Yani sonradan geliştirebilir yeteneklerimizdir.
İşte öğrencideki yeteneği doğru yönetmek tamda burada başlıyor. Öğrencinin doğuştan gelen yeteneğini (giftini) fark ederek, (Talente çevirme) doru yönlendirmeler ile alınan eğitimler sayesinde geliştirmektir.
Yetenek; üstün yetenek, sayısal yetenek, sözel yetenek, bedensel yetenek olmak üzere dört beceriyi kapsamaktadır. Her çocukta bu dört yetenekten en az bir tanesi veya daha fazlası bulunmaktadır. Öğretmenler olarak biz her öğrencimizdeki en az bir yeteneği fark etmiş olmalıyız.
Sonsuz bir yetenek havuzu yoktur. Yani bir öğrenciye yetenekli diyebilmemiz için birden fazla alanda üstün beceri göstermesine gerek yok. Zaten birden fazla alanda beceriye sahip olan öğrenciye yetenekli değil, Üstün Yetenekli diyoruz. Mesela; algoritmada iyi olan çocuk sayısal yeteneğe sahiptir. Ya da kendisini çok güzel ifade edebilen çocuk, sözel yeteneğe sahiptir.
Öğrencideki potansiyeli ortaya çıkarmak, çocuğun eğitim hayatı için ciddi önem arz eder. Yerinde, zamanında, sahada yapılan performansı gözlemleyerek, dirsek teması ile keşfetmeliyiz. Öğrencide fark ettiğimiz yeteneği veli ile paylaşmalı, yeteneğin geliştirilmesi için yönlendirmeler yapmalıyız. Öğrencideki yeteneği öncesi-sonrası yaparak, yaptığımız analizi takip etmemiz oldukça önemli. Yetenekler doğru eğitimler ile geliştirilirse, üstün yetenek haline gelir.
Emek vermek, değer vermek yeteneklerin üste çıkmasını destekler. Artık yetişkinler dahi çalışmak istedikleri kurumların seçimini, personele verilen değerler ve çalışana yapılan yatırımlar üzerinden tercih etmekteler. Öğretmenler olarak öğrencilerimize ne kadar değer verirsek, öğrencilerimiz potansiyelini o denli göstererek, yeteneğini açığa çıkartmak isteyecektir. Öğrencinin değerlerine bizim değer vermemiz, öğrencideki motivasyonu da artıracaktır.
Öğretmenler olarak bizler, öğrencilerin yeteneklerini geliştirebilmek için eğitim programlarımızı, mentorluk ile desteklemeliyiz. Mentorluk, öğrencinin eğitim yolunda öğretmenin yol arkadaşlığı etmesidir. Öğretmenlik, sadece dersteki 40 dakika ile sınırlı kalmamalı. Okul dışında mentorluk etmek adına yapmış olduğumuz gözlemlerimiz, sınıf içinde fark edemediğimiz yetenekleri görmemizi sağlar. Fark ettiğimiz ve gelişimine katkı sağladığımız yetenekler sayesinde öğrencinin okuldaki başarısı da olumlu yönde ilerleyecektir. Mesela; dersteki konuları anlamakta zorluk yaşayan öğrenciye kendi yetenek alanından yapacağımız örneklemeler, öğrencinin konu üzerinde merakını uyandırarak, derse karşı ilgisini artıracaktır. Keşfettiğimiz yetenekler öğretmen olarak bize de kolaylık sağlayacaktır. Defalarca anlattığımız dersten hala istediğimiz düzeyde geri dönüş alamıyorsak, öğrencinin ilgi ve yetenekleri üzerinden örnekleme yaparak konuları anlatmamız, derslerden daha yüksek verim almamızı sağlayacaktır.
Öğrencimize yönlendireceğimiz doğru sorular sayesinde, bizim fark ettiğimiz yeteneği öğrencimizin de fark etmesini sağlamalıyız. Devamında kendi yeteneğini fark eden öğrenci, özgüvenli bir şekilde yetenekli olduğu alanı geliştirmek isteyecektir. Bu konuda öğrencimizde farkındalık oluşturmak adına güçlü sorular sormalıyız. Mesela;
- Sınıfın öğretmeni sen olsaydın, neyi değiştirmek isterdin?
- Bugün dersi sen anlatsan, neyi farklı anlatırdın?
- Sen öğretmen olsaydın, öğrencin hakkında neyi merak ederdin?
- İleride kendini hangi meslekte veya nerede görüyorsun?
- Olmak istediğin yerde neye ihtiyacın var?
- Kendinde hangi yeteneği fark ettiğin için o meslekte olmak istiyorsun?
- Geliştirmek istediğin yeteneğini ilerletmek için ne yapman lazım?
Tüm bu sorular öğrencinin kendisini fark etmesini sağlayacaktır. Soru sorarken yönlendirme, akıl verme veya ders verme şeklinden uzak durmalıyız. Bizim yapacağımız yol arkadaşlığı sayesinde, kendisinde bulunan performansı fark ederek yeteneğini keşfetmelidir.
Yeteneği geliştirmede etkileşim önemlidir. Yeteneği zayıf olan öğrenci, yetenekli öğrenciyi gördüğünde “arkadaşım yaptıysa, bende yapabilirim,” diyerek yüreklenecek ve performansını göstermek isteyecektir. Doğru gruplandırmalar ile yapılacak çalışmalarda yetenekli öğrenci, arkadaşlarına bu yeteneklerini öğretmek isteyecektir.
Potansiyelini bilmeyen, bilmediği içinde ortaya çıkaramayan öğrenciler yüreklendirilerek, cesaretlendirilmelidir. Mesela; Güzel çizim yapmadığını düşünen öğrenci kendi çalışmalarını göstermeye çekinebilir. Yetenekli arkadaşı bu çizimleri gördüğünde “Bunu öğretmene göstermelisin, kendini biraz daha geliştirirsen harika resimler yapabilirsin,” diyerek arkadaşını yüreklendirebilir. İnanılmak, insanı her zaman iyi hissettirir. Öğretmenin “Böyle resim mi olur? Bu problem böyle mi çözülür? Bu nasıl okuma-yazma böyle?” şeklindeki yaklaşımı, öğrenciyi sadece demoralize eder. Asla ama asla öğretmez, eğitmez, geliştirmez. Aksine var olan yeteneği köreltir.
Headhunter (yetenek avcısı) Öğretmenler
Biz öğretmenler olarak yetenek avcısı olmalıyız. Öğrencimizin her yaklaşımından yeteneğini keşfedebilir donanıma sahip olmalıyız. Yeni kurulan sistem de, artık firmalar personel alımlarında Headhunter (yetenek avcısı) firmaları ile çalışmakta. Headhunter firmaları, işe alım sürecinde başka bir şirkette zaten çalışan üstün yetenekli personellere daha cazip fırsatlar sunarak, kendi firmalarında çalışmalarını sağlamaktadır. Burada genel olarak liderlik özelliğine sahip, alanında yetenekli, pratik, çözüm odaklı kişilere teklif sunulmaktadır. Ya da diğer yeni bir sistem, kampüs işe alım süreçleridir. Bu da üniversitede öğrenim görmekte olan öğrencilere staj imkânı sağlayarak, yetenekli öğrenciyi keşfeder ve bu personelin işe alımını sağlar. Gelecekte personel alımlarının yetenek odaklı olacağı öngörülen bir gerçektir. Bunun en büyük nedeni, mezun olunan okul veya bölümden daha önemli olanın, kişinin kendi yeteneği olmasıdır.
Öğrencilerin yeteneklerini kullanmalarına izin vermeliyiz. Kişi var olan yeteneğini kullanamazsa bu yeteneği körelir. Doğru geribildirimler ile fark edildiğini anlayan öğrenci, kendisine değer katar. Yüreklenerek, yeteneğine yetenek katmak ister. Özgüvenli ve mutlu olan öğrenci, fark edildiği yeteneği sayesinde derslerinde daha başarılı olmak için çaba sarf eder.
Yeteneğin artırılması ve başarının korunabilmesi için geribildirim şarttır. Geribildirim yaparken nelere dikkat etmeliyiz;
- Kişiliğe yönelik değil, davranışa yönelik olmalı,
- Rencide edici değil, gerçekçi olmalı,
- Küstürücü değil, motive edici olmalı.
Doğru geribildirim öğrenmeyi zevkli hale getirir, olumlu gelişim için motive ederek, eksik ve yanlışın görülmesini sağlar. Peki, doğru geribildirim nasıl olmalı;
- Sen dili ile değil, ben dili ile olmalı. Mesela; Sınavdan zayıf not alan öğrenciye “Sen zaten ne zaman yüksek not aldın ki?” demek yerine, “Senin düşük not aldığını gördüğüm zaman ben kendimi kötü hissediyorum. Yüksek not aldığın zaman daha mutlu oluyorum,”
- Sandviç tekniği kullanılmalıdır. Olumlu+olumsuz+olumlu şeklinde geribildirim yapılmalıdır. Mesela; sorumluluklarını yerine getirmede sıkıntı yaşayan öğrencimize “Genel puanlarına baktığımda oldukça başarılı olduğunu gördüm. Diğer öğretmenlerin ile görüştüğüm zaman senin çok azimli olduğunu öğrendim. Bunun ile beraber zaman zaman etkinliklere katılmadığını, proje ödevlerini tamamlayamadığını, az kitap okuduğunu gördüm. İnanıyorum ki bunları tamamladığında gerçek seni görmüş olacağız.”
- Mentorluk ederek yol arkadaşı olunmalıdır. Mesela; az kitap okuyan öğrencimize “ Kitap okumakta biraz gönülsüz olduğunu görüyorum. Bunun üstesinden gelmek istiyorsan işe, içeriği ilgini çeken kitapları okuyarak başlayabilirsin.”
Sınıf listesine baktığımızda ismini okuduğumuz öğrencimizin yüzü gözümüzün önüne gelmiyor, dahası öğrenci hakkında hiçbir şey aklımıza gelmiyorsa, üzgünüm fakat siz bu öğrenciyi fark edememişsiniz. Burada fark edemediğiniz öğrenci, kendi yeteneğini gösterme fırsatı bulamamış demektir. Bu da var olan yeteneğin körelmesine zemin hazırlar.
Öğrencimizdeki yetenekleri fark ederek, geliştirebilmek ümidi ile,
Saygılarımla.