2.7 C
Türkiye
Çarşamba, Kasım 6, 2024
spot_img

Öğretmen-Veli Çatışma Yönetimi

Saygıdeğer Öğretmenlerim,

Başlığı yazdığım an, biraz tedirgin oldum aslında. Çatışma yönetimi hakkında bilgi paylaşmak isterken, farklı bir çatışmaya sebep olmak istemem.

Çatışmalar, insan doğasından gelen tabii bir durumdur. Kelime olarak bizi biraz korkutması, durumun şiddetinden ziyade ilk olarak çatışmaları savaşlar ile tanımamızdan kaynaklıdır. Çatışma, çoğu defa ben geliyorum der aslında. İki farklı kişi bir araya gelip, iş yapıyorsa orada çatışma vardır. Farklılıkların olmasını zenginlik olarak gören öğretmenlerim çatışmada olduğunda, velinin umutla kendisinden beklentide olduğunu bilir. Zira, umudun bittiği yerde ne sorun kalır, ne de çatışma. Buradaki amacımız çatışmayı yönetmeye gerek kalmadan, öngörülerimiz ile tedbir alarak, bir adım önden gitmektir.

Bizi korkutan kısım, çatışmadaki şiddetin dozudur. Zaten öğretmenler olarak çatışma çıkarma yollarını aramak yerine, çatışma yönetimi ile olumlu neticelendirme yolundayız. Geleneksel olarak çatışmanın, pek iyi bir yöntem olduğu düşünülmez. İnsan ilişkilerinde ise kaçınılmazdır. Etkileşimci görüşe göre ise, değişme ihtimalindeki umuttan dolayı dinamizm kaynağıdır.

Birazda çatışmayı yönetirken dikkat etmemiz gereken hususlara değinelim;

  • Çatışmayı bitiren birinci kural, öngörebilmektir. Temkinli attığımız adımlar neticesinde, gelebilecek çatışmalara fırsat vermemektir.
  • Çatışmayı bitiren diğer bir etkili yöntem ise, güler yüzdür.
  • Farz etme-zannetme, sor. Etraflıca öğrenmeden hüküm vermemeliyiz. Öğretmen soru sorma işini, yargılamadan ve suçlamadan uzak sormalıdır. Birisinin bizi yargılaması, parmağı ile sürekli bizi göstermesi, kendimizi kötü hissetmemizi sağlamaz mı?
  • Olumlu sonuç odaklı olmak. Bunun için doğru-yanlış arayışına girmeden, veliyi önyargılarımızdan uzak filtreleyerek, anlamaya çalışmalıyız. Ortak noktada buluşabilmek için bunu yapmak zorundayız.
  • Özellikle veliye “neden?” sorusunu sormayın. Bu soru, veliye mazeretlere odaklanma fırsatı verecektir.
  • Kendinizden beklentilerinizi yükseltin, karşı taraftan beklentiyi sıfırlayın. Müthiş etkili bir yöntemdir.
  • Analitik yaklaşım. Özellikle tamamen duygusal ilişkilerde çatışmaya sebep olur. Sonuç odaklı olmak insan ilişkilerinde empati yapmadığımız hissi uyandırır.
  • Ortak ifadede olmak önemlidir. Karşı taraf üzgün olduğunda bizim, neşeli olarak veliyi dinlememiz sinir bozucu olur.
  • Emir söylemlerini kullanmamak. Emrederek çatışmayı yönetmeye çalışmak, veliyi isyana teşvik eder. Farklı durumlarda tehdit olarak algılanabilir. En güzeli, dilimizi emir sözcüklerinden uzak tutmak olacaktır.
  • Uzlaşma için çaba göstermek.
  • Hedefi belirlemek, çözüm yolu bulmada kolaylık sağlar. Bunun en kolay yolu, “tam olarak konumuz bu muydu?” deyip, mevzuyu farklı yöne saptırtmamaktır.
  • Düşmancı tavır takınmamak. Karşı tarafı mat etmeye çalışmamak. Önemli olan çatışmayı kazanmak değil, mevzu hakkında veri toplayıp, hakkı sahibine vermektir.
  • Ben merkezci olmamak. Kendimizi merkeze almak, her tartışmada bizi sıkıntıya düşürecektir. Velinin anlattığında kendi biyografinizi okumanıza gerek yok.
  • Karşı tarafın değişmesini beklememek. Bir türlü huyundan vazgeçmedi deriz, fakat bizde huyunu değiştirmeye çalışmaktan vazgeçmeyiz.
  • Konu, hedeften uzaklaşmamalı. Konu konuyu açar her zaman. Bu durum çoğu zaman insana, “asıl konu neydi ya?” dedirttirir.
  • Kaybımız, kazancımızdan fazlamı. “Çatışmada en çok zarar gören nedir veya kimlerdir?” diye düşündüğümüzde, hepimizin aklına öğrencilerimiz gelir. Sadece öğrencilerimizdeki öğretmen algısını kirletmemek için iyileşme yoluna gitmemiz yeterlidir.
  • İletişim kurmadan tavır takınmak. Belli bir zaman geçirdikten sonra, velinin haberi olmadan mesafeli davranıp tavır almak, sözlü çatışmadan daha tehlikelidir. Çünkü, konuşulmayan her mevzudaki boşlukları herkes kendine göre dolduracaktır.
  • Çözümlenmemiş önceki çatışmalar. Yaşanan ikinci çatışmada mutlaka bir önceki sayfalar açılacak, mevzu hiç istemediğimiz kadar büyüyecektir. Bunun için önceden yaşanan çatışma, olumlu sonuç ile tatlıya bağlanmalıdır.
  • Israrla haklı çıkmaya çalışmak.
  • Görüşümüz ne kadar saldırıya uğrarsa o kadar sahip çıkar, savunma ihtiyacı hissederiz. Karşı taraf konuşurken savunmaya geçmemeli, aktif dinleyici olarak gerçekten velinin sıkıntı ettiği konuyu anlamaya çalışmalıyız.

Bu tutumlara dikkat etmemiz, çatışmanın dozunu düşürüp, veliyi kazanmamızı sağlayacaktır. Zira, veli ile çatışmada doğru taraf, yanlış taraf yoktur. Çatışmada, sorunu doğru yöneterek, ortadan kaldırmak vardır.

Saygılarımla.

Son Okunanlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

81TakipçilerTakip Et
spot_img

Son Yazılar