Saygıdeğer Öğretmenlerim,
“Hatasız kul olmaz,” diyerek, hata yapmanın insana has bir durum olduğunu yazımızın en başında belirtelim. Zira beşer şaşar. Hata yapmaktan ve başarısızlığa uğramaktan korkmak, başarısızlığı beraberinde getirir. Konuyu Einstein`in “Hiç hata yapmamış insan, yeni bir şey denememiş demektir,” sözü güzel betimliyor aslında. Hatalar kişiye tecrübe kazandırır. Olmayanı öğretir. İnsana gittiği yolda hangi çukurların olduğunu, taşların nerelere konduğunu ya da o yolu değiştirmesi gerektiğini öğretir. Bunlara Eğitici Hatalar diyoruz.
“Hatalarından ders çıkar,” diye çokça nasihat eder veya nasihat alırız. Bu nasihat bize hatayı nasıl değerlendirmemizi, nasıl karşılamamız gerektiğini söylemektedir. Yapılan hatayı “Yaptım bir kere,” diyerek umursamıyor muyuz, yoksa başarısız olduğumuzu düşünerek yenilgiye uğramış olarak mı değerlendiriyoruz? Yapılan hatayı olgunlukla karşılamalı, öngörülerle en aza indirmeliyiz. Hayatta Ctrl+Z tuşu yok. Yapılan hatalar geri silinemez. O zaman öğretmenler ne yapacaklarına karar vermeden önce, hata yapmamak adına birtakım hususlara dikkat etmelidir.
Öğretmenlikte yapılan hataların etkisi, öğrencinin hayatında ömür boyu devam eder. Hatalı yaklaşımlar, hatalı ders anlatımları, hatalı tepkiler, hatalı programlar öğrencilerin başarılarını ve eğitimlerini olumsuz etkiler. Netice olarak bizim hatalarımız, bir başkasına etki ediyorsa, burada hatalar öngörülerek, önlenmelidir.
Hataları önlemek için öğretmenlerin neyi bilmediklerini bilmesi, ne yapacaklarını bilmesi, hatasını kabul etmesi, eleştiriye açık olması gerekmektedir. Her ne kadar eleştiriye açık olduğumuzu söylesek de yapılan araştırmalar aksini iddia etmektedir. Zira konuya ilişkin yapılan araştırmada “Öğrencilerimin hata ve eksiklerimi uygun bir dille bana söylemesine memnun olurum,” sorusuna %91 oranında öğretmen “Evet,” cevabını verirken, aynı soruya öğrencilerden %29 oranında “Evet,” cevap gelmiştir. Hatayı kabul etmek ve telafi yoluna gitmek önemlidir. Hatada ısrarcı olmak, hatayı daha büyük hataya dönüştüren en büyük yanlıştır.
Öğretmenlerin hataya düşmesinin nedenleri arasında tecrübesizlik, fazla iş yükü, ön yargı, öğrenciyi tanımama, önemsememe, öğrencinin gelişim özelliklerini bilmeme, bilgi eksikliği, iletişim yetersizliği, öfke kontrol problemi vardır.
Peki bu nedenlerden kaynaklı en sık öğretmen hataları hangileridir?
- Tecrübesizlik;
Öğretmenlikte tecrübesizlikten kaynaklı yapılan hataların çoğu, mesleğe ilk başlandığı zamana denk gelmektedir. Yılların deneyimli öğretmenlerinden “O zamanlar yeni öğretmen olmuştum, nerden bileyim, öğrencilere öyle bir bağırdım ki, cahillik işte, o zamanlar böyle eğitim seminerleri pek olmazdı, bilmezdik, öyle gördüğümüz için gördüğümüzü doğru zannederdik” diye tecrübelerini anlattıklarına hepimiz şahit olmuşuzdur.
Tecrübesizlikten kaynaklı hataların başında; “Bebek gibi mızmızlanma, 1. Sınıflar sizden daha iyi yapar,” şeklinde kıyas etmek, sınıf yönetim hataları, öğrencileri “Puanını kırarım,” diyerek tehdit etmek, öğrenciler ile etkili iletişim kurmamak, büyük küçük her yanlış harekete müdahale ederek baskı kurmak, tutarsız olmak, verilen sözleri yerine getirmemek vardır.
- Fazla iş yükü;
Eğitimin kalitesini ve verimliliğini olumsuz etkileyen nedenlerin başında öğretmenlerin iş yükünün fazla olması gelmektedir. Anlatılan konunun pekişmesi için etkinlik hazırlanması, ödev kontrolü, öğrenci performans değerlendirme takip çizelgeleri, veli görüşmeleri, toplantılar vb. durumlardır.
İş yükünün fazla olması öğretmeni strese sokarak, hata yapmasını sağlar.
Öğretmenlerin iş yükünden kurtulabilmeleri için birtakım stratejiler belirlemeleri gerekir. Mesela; planlı hareket etmek, sınıf içi öğrencilerle görev dağılımı yapmak, düzenli sınıf toplantıları düzenlemek, ödev kontrolü için optik okuyuculardan yararlanmak, değerlendirme çizelgeleri için iş yönetim yazılım programlarını kullanmak, sınıf yönetimini lider öğretmen yaklaşımıyla gerçekleştirmek iş yükümüzü önemli ölçüde hafifletecektir.
- Ön yargı;
İnsan ilişkilerindeki temel hataların başında önyargılı olmak vardır. Önyargı, tanımadığımız kişilere karşı sadece geçmiş deneyimlerimize dayanarak sezgisel yaklaşmamızdır. Spesifik olarak tanımlamamız gerekirse tanımadan, anlamadan yargılamak ve eleştirmektir. Genele ilişkin hazır kalıp düşünceler ile karar vermektir. Kazanılan tecrübeler, eğitilirse kişiye deneyim kazandırır. Ama sadece tecrübe ile hareket etmek, önyargıyı besler.
Öğrencinin alabilme imkanını bilmeden materyal veya ücret istemek, sınıfta gürültü olduğunda konuşanlara bakmadan sürekli aynı öğrencilere kızmak, her çıkan tartışmanın nedeni olarak sınıfta yaramaz ve tembel olarak etiketlenen öğrenciyi sorumlu tutmak, veliyi dinlemeden eleştirmek, öğrenciye bağırarak rencide etmek, hakaret etmek, küçük düşürmek, yapılan çalışmadan mahrum bırakarak cezalandırmak, veliler üzerinden genelleme yapmak, özgüveni yıkan yaklaşımların tümü önyargıdan kaynaklı öğretmen hatalarıdır.
- İletişim yetersizliği;
Neredeyse tüm hataların başı, iletişimsizliktir. Hata yapmaktan kaçınmak isteyen her öğretmenin iletişim kanallarını açık tutması ve etkili iletişim içerisinde olması gerekir. Etkili iletişim tek seferlik bir yaptırım değildir. “Bir kere söyledim, yetmez mi?” demeyin. Kişiler ne kadar aynı olsa da yaşanan durum farklı olduğunda, karşıdaki kişinin tepkisi de farklı olacaktır. Anne babasını kaybetmiş olan öğrenciler, kalabalık aile ortamına sahip öğrenciler, farklı coğrafyada yetişmiş olan öğrenciler olaylara daha farklı tepkiler verebilirler. Öğrenciler ile etkileşim halinde olan öğretmenin tüm öğrencilerini dinleyerek, özel durumları hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Bu tür bilgilere vakıf olmak, öğretmenin nasıl davranması gerektiği konusunda kendisindeki belirsizliği gidererek hata yapmasını önemli ölçüde engeller.
Öğrenciye hitap ederken “Kırmızı kazaklı, mavi gömlekli, pembe tokalı,” şeklinde hitap etmekten kaçınarak, ismi ile hitap edilmelidir.
Veli ile gerek yüz yüze gerekse telefonda görüşmekten kaçınmak, bilgilendirmeleri geç yapmak, öğrencinin durumunu “Öğrencinin durumu genel olarak iyi, memnunum, dersi dinliyor,” şeklinde genel tanımlama ile paylaşmak, hatalı öğretmen davranışıdır.
- Bilgi eksikliği;
Bilgisiz ilim olmaz. Birbirine zıt iki kelimenin bir cümlede geçmesi bile insana ne kadar tezat geliyor. Öğretmen zaten bilgiyi karşı tarafa öğretendir. Bunun için bir öğretmenin eğitime ve öğretmeye dair tecrübesi olmasa da,
bilgisi olması lazım. Bilgili öğretmen bilmediği durumlarda da kontrolü elden bırakmaz, ne yapacağını bilir. Sadece deneyimi yoktur. Mesleki olarak kendini geliştirerek, alanında kendisini uzmanlaştırır.
Mesleki olarak kendini geliştirmemek, güncel mevzuatları takip etmemek, öğrencilerin gereksinimlerini bilmemek, kazanımlar üzerine plan yapmamak, müdahaleci sınıf yönetimini benimsemek, öğrencinin performansını bilmemek, yapılan hatalarda gerekli düzenlemeleri yapmamak, derse hazırlık yapmadan gelmek, derse ilişkin sorulan sorulara cevap verememek, öğrencilere sürekli yeni öğretmen olduğunu söyleyerek kendisinin acemi olduğunu belirtmek ve deneyimsizliğini haline vermek, bilgi eksikliğinden kaynaklı en sık öğretmen hatalarındandır.
- Öfke kontrol problemi;
Öfkeye hâkim olamama, en basit durumların dahi istenmeyen boyuta gelmesine sebep olur. Tempolu meslek olan öğretmenlikte en sık karşılaşılan hata nedeni “Çok yorgundum, üzerine bu durum yaşanınca gerildim. Strese girerek öfkeme hâkim olamadım,” şeklinde savunması yapılan, öfke kontrolsüzlüğüdür. Öfke ile karşılık verilen hiçbir mevzu, başarı ile neticelenmez. Aksine yapılan hataya hata eklenerek istenmeyen boyuta gelmesine neden olur.
“Her şey Bir Anda Oldu,” yazımızda konuya ilişkin daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
http://ogretmenkocu.com/2021/12/26/her-sey-bi-anda-oldu/
Tüm bunlara ek olarak yapılan hatanın öğretmende olumlu kazanım oluşturması kadar, hatanın en kısa sürede telafi edilmesi gerekmektedir. Mümkünse öğrenciler eve dağılmadan gerekli tüm düzenlemeler yapılarak, hata telafi edilmelidir. Bunun yanında hatanın küçümsenerek hafife alınması, hatada ısrarcı olunması daha büyük bir hatadır. Hatayı kabul etmek, erdemliktir.
Saygılarımla.